Tarih: 8.03.2018| Okunma Sayısı: 849

MARDİN BAROSU KADIN HAKLARI KOMİSYONUNUN

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ MÜNASEBETİ İLE YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI

 

8 Mart Amerika’da çok zor şartlar altında çalışan dokuma işçisi kadınların 1857’de 18 saate varan çalışma süresine ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı “Eşit İşe Eşit Ücret”, “Sendikalaşma ve Oy Hakkı” için hak arama mücadelesinin başladığı gündür.

Akabinde 16 Aralık 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından 8 Mart’ın ‘’Dünya Kadınlar Günü’’ olarak anılmasını kabul edilmiştir.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kadınların şiddete, adaletsizliğe, eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı başlattıkları mücadele gününün adıdır.

Sanayinin gelişmesi ile beraber sosyal hayata katılımı artan kadının ilk başlarda belli bir ayrımcılığa maruz kalması ile başlayan Kadına yönelik ayrımcı zihniyetin günümüzdeki yansımaları ne yazık ki farklı uygulamalar ve yaklaşımlar ile devam etmektedir. Kadın Mücadelesinin tarihi eskilere dayansa da ve uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzeyde takip edilen politikalara rağmen kadınlar dünyanın her yerinde şiddete ve ayrımcılığa uğramakta; siyasette, karar mekanizmalarında, ekonomide, eğitimde erkeğe göre ikincil konumda kalmaya devam etmekte; medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılıp istismar edilmekte; kültürel, siyasal, ideolojik veya dinsel nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramakta ve dışlanmaktadır.

         Ülkemizde 5 Aralık 1934’te Kadına Seçme ve Seçilme Hakkının tanınması ile başlayan aile içi ve sosyal alanda kadın-erkek eşitliğini hâkim kılma mücadelesi kimi yasal düzenlemelerle belli bir noktaya getirilmeye başlanmışsa da, bu yasal düzenlemelerin kadınların aile içinde ve sosyal alanda halen yaşamakta olduğu birçok sıkıntının giderilmesinde etkisiz ve yetersiz kaldığı açıktır.

Eşitlik kavramı bağlamında kadın ve erkek arasında hakkaniyetli bir ilişki kurmak isteyen söylemler yasalar önünde eşitliği sağlamışken kadının mağduriyeti halen giderilememiş ve adalet sağlanamamıştır.

Eğitim, istihdam ve gerek ekonomik özgürlükler konusunda kadınlarımızın durumu ve konumu halen düşündürücü bir noktadadır. Cinsel taciz ve aile içi şiddet konusunda kadınlar çok daha zayıf ve korumasız bir durumda bulunmakta olup, ülkemizde kadın cinayetleri ile kadın-çocuk istismarı gün geçtikçe artmaktadır.

Bu sebeple artık eşitlik söyleminin ötesinde bir yaklaşımı tartışıp ortaya koymak gerekmektedir. Zira Kadının toplumda yaşadığı sıkıntılar sadece yasal düzenlemeler ile çözülebilecek bir konu değildir. Zira Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık meselesinde acil olarak, birey ve toplum olarak vicdani ve ahlaki bir adalet anlayışını sağlayacak çözüm yollarına ihtiyaç duymaktayız. Sorunun çözümü eğitim, hukuk, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanda yürürlüğe sokulup eş güdümlü olarak yürütülecek politikalarla mümkündür.  Kadınların aile içi ve sosyal hayatta rollerinin dengelenmesi ve kadın hakları ile fırsat eşitliği konusunda toplumda ortak bir bilinç oluşturulmasını sağlamak için ortaya konulacak bu politikaların sağlıklı yürütülmesi bütün toplumun ve öncelikle de siyasetin, Kamu Kurumlarının, Baroların, STK’ların sorumluluğundadır. 

Kısa vadede aşağıdaki uygulamaların ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini elzem olduğunu ifade etmek isteriz.

  • 6284 sayılı Ailenin Korunması hakkındaki Kanunun uygulanmasında aksaklıklar giderilmeli ve hızlı sonuç alınabilecek etkili bir mekanizma kurulmalıdır.
  • Ceza kanunlarında var olan iyi hal indirimi kadına karşı şiddet ve cinsel suçlarda uygulanmamalıdır.
  • Kadına karşı her türlü şiddet ve istismar suçlarında mağdur kadının, avukatın hukuki yardımından faydalanması ve avukat ile temsil edilmesi zorunlu hale getirilmelidir.
  • Şiddet Mağduru Kadınların,kadın sığınma ve konukevlerine ile adli makamlara hızlı ve kolay erişebilmelerini sağlamak amacı ile telefon üzerinden 24 saat kesintisiz hizmet alabilecekleri destek merkezleri kurulmalıdır.
  • Ülkemizin birçok ilinde mevcut olan ancak ilimizde bir takım iyi niyetli adımlar atıldığı halde henüz kurulamayan Çocuk İzleme Merkezinin kurulması gerekmektedir.

Kadın ve Çocuğa yönelik her türlü şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesi için Mardin Barosu olarak bu yönde yapılacak çalışmalara öncülük edeceğimizi ve gereken her noktada destek sunacağımızı belirtmek istiyoruz.

Bu inanç ve temennilerle Mardin Barosu olarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.

20.04.2024
AV. İSMAİL ELİK
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.